Ankara’da gerçekleştirilen Türk Eczacıları Birliği (TEB) 44. Olağan Büyük Kongresi, sağlık sektörünün en önemli yapı taşlarından biri olan eczacılık mesleğinin geleceğine dair kritik tespitlere ve çözüm önerilerine sahne oldu. Aydın Eczacı Odası Başkanı Sefa Karaarslan, kongrede yaptığı kapsamlı konuşmada, sektörün içinde bulunduğu ekonomik darboğazdan eğitimdeki nitelik sorununa, kurumsal yapıdaki reform ihtiyaçlarından mesleki itibarın korunmasına kadar pek çok hayati konuya değindi. teknolojizone.com.tr olarak sağlık teknolojileri ve sektörel gelişmeleri yakından takip ettiğimiz bu süreçte, Karaarslan’ın vurguladığı başlıklar sektörün sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.
Ekonomik İstikrar ve Protokol Süreçleri
Başkan Karaarslan, konuşmasının başlangıcında mesleki sorunlara çözüm üretmek adına emek veren tüm paydaşlara teşekkürlerini iletti. Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile imzalanan dört yıllık protokolün, içerdiği kazanımlar açısından değerli olduğunu belirtti. Ancak, değişen ekonomik koşullar ve finansal dengeler göz önüne alındığında, ek protokolün bir an önce hayata geçirilmesinin elzem olduğunu vurguladı. Karaarslan, meslektaşlarının haksız faiz yükü altında ezilmemesi için bu imzanın ivedilikle atılması gerektiğinin altını çizdi.
İlaç Fiyat Kararnamesi ve Karlılık Dengesi
Uzun yıllardır güncellenmeyi bekleyen ve son dönemde üç kez revize edilerek kar oranlarında yüzde 5 civarında bir iyileştirme sağlanan İlaç Fiyat Kararnamesi de gündemin sıcak başlıkları arasındaydı. Karaarslan, yapılan iyileştirmeleri önemsediklerini fakat ülkenin içinden geçtiği enflasyonist ortamın bu kazanımları hızla erittiğini ifade etti. İlaç zamlarının eczane karlılığını doğrudan etkilediğini ancak önceliklerinin sadece zam olmadığını belirten Başkan, şu ifadeleri kullandı:
“Bizler ilacın bulunabilir ve ulaşılabilir olmasını savunurken, ilaç firmalarının sözcüsü konumuna düşmemeye özen göstermeliyiz. Hedefimiz kısa, orta ve uzun vadeli planlarla mesleki kazanımları kalıcı hale getirmektir. Kısa vadede eczane ekonomilerine nefes aldıracak adımlar atılmalı, ilaca zam gelmesi beklenmeden barem güncellemeleri yapılmalı ve kar oranlarında en az ikişer puanlık artış sağlanmalıdır.”
İstihdam Sorunu ve Eczacılık Fakülteleri
Sektörün kanayan yarası haline gelen istihdam ve plansız açılan fakülteler konusu, Karaarslan’ın konuşmasında geniş yer buldu. Adalet Bakanlığı’na bağlı cezaevlerinde, özel hastanelerde ve evde sağlık hizmetlerinde eczacı istihdamının artırılmasına yönelik çalışmaları takdirle karşıladığını belirten Karaarslan, sorunun kaynağına inilmesi gerektiğini savundu. Yeni istihdam alanları yaratılırken, diğer yandan kontrolsüzce yeni eczacılık fakültelerinin açılmasının sektöre zarar verdiğini vurguladı. Mevcut kontenjanların düşürülmesi ve yeterli akademik altyapısı olmayan fakültelerin araştırma enstitülerine dönüştürülmesi talebini yineledi.
Yönetimsel Verimlilik İçin 3 Yıllık Dönem Önerisi
Karaarslan, meslek örgütünün kurumsal yapısının daha verimli işlemesi adına radikal bir öneride bulundu. Mevcut sistemde iki yılda bir yapılan seçimlerin, çalışma verimliliğini düşürdüğünü savunan Başkan, bu sürenin üç yıla çıkarılması gerektiğini belirtti. İki yıllık sürenin ilk altı ayının adaptasyonla, son altı ayının ise seçim atmosferiyle geçtiğini hatırlatan Karaarslan, “Arada kalan sürede yapılan komisyon toplantıları ne yazık ki istenen verimi sağlamıyor. Tam işler rayına oturacakken seçim süreci başlıyor ve kurumsal hafıza sekteye uğruyor” diyerek, daha programlı ve fikri takibi olan bir yönetim anlayışı için sürenin uzatılmasının şart olduğunu dile getirdi.
Dijitalleşme ve İletişim Stratejisi
Günümüz dünyasında algı yönetiminin ve profesyonel iletişimin gücüne dikkat çeken Karaarslan, meslek örgütünün de bu alanda çağı yakalaması gerektiğini söyledi. Lobicilik faaliyetlerinin kurumsal bir zemine oturtulması ve sosyal medya yönetiminin profesyonel ekiplerce yapılması gerektiğini savunan Başkan, devlet kurumlarının CİMER üzerinden sağladığı hızlı geri dönüş sistemini örnek gösterdi. teknolojizone.com.tr ekibi olarak bizler de dijital iletişimin gücüne inanıyor ve Karaarslan’ın “Profesyonel bir ekiple sosyal medya iletişimini ve algıyı yönetmemiz gerekiyor” çağrısının, mesleki itibarın korunması ve geliştirilmesi adına kritik bir adım olduğunu düşünüyoruz.
Son olarak, mesleki itibarın korunması için yöneticilerin siyasi çekişmelerden uzak durması gerektiğini belirten Karaarslan, siyasi rekabetin hırsa dönüşmemesi ve meslek örgütünün dışarıya karşı tek vücut olması gerektiği mesajını vererek konuşmasını tamamladı.
